Zayıflama hikayeleri erkek kahramanlarından birisi olan Efe bey’e, bu başarılı hikayesi için tebriklerimizi sunarken, bizimle paylaştığı için de teşekkür ediyoruz.
Erkek okuyucularımızdan birisi olan Efe Bey, son yıllarda aldığı kiloları kısa bir süre önce vermeyi başararak 4 ay gibi kısa bir süreç içerisinde tamı tamına 18 kilo kaybetmiş. Şimdilerde vücudu ile oldukça barışık olan Efe Bey’in kaleminden zayıflama sürecine dair anılarını dinliyoruz.
İçerisindekiler
Her Şey Gittiğim Otellerdeki Açık Büfeler ile Başladı
Yıllar yılı kolaylıkla kilo alabilen bir yapıya sahiptim. Ancak yoğun iş hayatına başlamamla birlikte bu durum daha da vahim bir hal almaya başlamıştı. İşim nedeniyle sık sık seyahat etmek zorunda kalıyor ve her gittiğim yerde firmamın bana sağladığı 5 yıldızlı otellerde konaklıyordum. Gece geç saatlere kadar çalıştığım için sürekli otellerin kafeterya, bar ve restoran bölümlerinde oturarak sık sık bol kalorili yiyecek ve içeceklerden tüketiyordum. Bir süre sonra hızlı bir şekilde kilo almaya başladığımı fark ettim. Başta pek önemsemesem bile eşimin yaptığı uyarılardan sonra artık kendimi bir şekilde toplamam gerektiğini anlamıştım. Bunun üzerine diyetisyen bir arkadaşım ile görüşerek neler yapabileceğim konusunda destek aldım. Bana son zamanlarda oldukça popüler olan bazı beslenme biçimlerinden bahsetti ve hangisini kendime uygun olarak görüyorsam ona başlamamı tavsiye etti. Ben de oturup söylediği beslenme sistemlerini araştırmaya başladım.
İnternette Yaptığım Araştırmalardan Sonra Kararımı Verdim
Pek çok diyet listesi ve beslenme sistemi içerisinde bana en ideal diyet düzeninin ketojenik diyet olduğuna karar verdim. Bu diyet sistemi oldukça zor gözüküyordu ancak doğru şekilde uygulandığı takdirde gerçekten kesin kilo kaybı ile sonuçlanıyordu. Diyeti uygulayan pek çok kişi doktor kontrolü altında yapılması gerektiği konusunda hemfikirdi ve ben de zaten sık sık doktora giderek diyetim boyunca vücudumda meydana gelen iyi ya da kötü değişimleri takip ettirdim.
Ketojenik Diyet İnternette Farklı Birçok İsme Sahipti
Uyguladığım beslenme düzenine internet ortamında Atkins, Dukan ya da Karbonhidrat diyeti ismini veren pek çok site bulunuyordu. Farklı isimleri olsa da diyetin temel mantığı aslında aynıydı. Burada amaç protein ağırlıklı bir beslenme düzenini vücuda uygulamaktı.
Diyetin esas amacı; vücudun çalışma şeklini değiştirerek ana enerji kaynağı olarak karbonhidratlar yerine yağları kullanmasını sağlamaktı. Ketojenik diyet programını diğerlerinden ayıran en önemli yanı; vücuttaki yağların üzerine çalışarak kilo verdirmesiydi. Diğer pek çok diyet programında söylenmese dahi kas yakımı mevcuttu ancak bu diyet ile kas yakımının yerine tamamen yağlardan kilo kaybı gerçekleşiyordu. Bu yüzden Türkiye’de çok yaygın olmasa da yurt dışında bu diyeti uygulayan birçok profesyonel sporcu ile yarışmacı vardı.
Birçok Kişi Zararlı Olduğunu Söyledi
Bu diyetin keskin hatları olduğu için çevremde pek çok insan tarafından diyeti yaptığım sürece yargılandığımı söyleyebilirim. Birçok arkadaşım ketojenik diyetin zararları olduğundan bahsediyor ve vücudumda çeşitli sorunlara neden olacağına inanıyordu. Ancak geçirdiğim aylar boyunca hiçbir sağlık sorunu yaşamadım ve sık sık doktor kontrolü yaptırdım. Benim tek amacım; ideal kiloma inebilmek ve aldığım fazla kiloları kısa sürede geri verebilmekti. Ketojenik diyet gerçekten de oldukça hızlı kilo verdiriyordu.
Diğer zayıflama hikayelerine göz atmak için; sizi buraya alalım.
Başlarda Gerçekten Çok Zorlandım
Dayanmak başlarda zor olsa da sonradan vücudum alışmıştı ve diyeti çok daha rahat bir şekilde yapabilir hale gelmiştim. Bunca zaman çeşitli diyet listeleri deneyen birisi olarak bu zamana kadar bulduğum en iyi diyet listesinin ketojenik diyet olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirdim. Bu diyetteki amacım; kilogram hesabı yapmadan hem düzgün hem de kaslı bir fiziğe sahip olmaktı. Kas her zaman yağdan daha ağırdı. Bu yüzden asıl amacım vücudumdaki kas oranını sabit tutup yağlardan yakmaktı. Bunu da spor desteği ile sağlamayı tercih ettim.
Diyetin Temel Mantığını Kavradım ve Uyguladım
Diyette dikkat edilmesi gereken belli başlı bazı detaylar vardı. Buradaki temel amaç; vücudun enerjiyi yağlardan elde etmesini sağlamaktı. Bu yüzden de karbonhidrat alımını minimuma düşürmek gerekiyordu ve bu sayede vücut depolanmış olan proteinler ile yağlardan enerji ihtiyacını karşılamaya başlıyordu.
Ketojenik diyet ile vücut ketosis denilen bir duruma sokuluyordu ve yağ yakma makinesi haline geliyordu. Diyetin birbirinden farklı iki tane fazı bulunmaktaydı. Bu fazlar ketojenik faz ve karbonhidrat yükleme fazı olarak ikiye ayrılıyordu. Ketojenik faz en fazla 6 gün sürebiliyordu ve bu süreçte alınan günlük karbonhidrat miktarını 30 gramın altına indirmek gerekiyordu. Alınan karbonhidrat oranı düşürüldükçe diyette daha fazla kilo veriliyordu. Ek olarak kalori hesabı yapılıyor ve günde maksimum 1000 kalorilik yiyecek tüketmek şart koşuluyordu. Ben bu diyeti uygularken başlarda günlük 1000 kalori tüketimi yüzünden oldukça aç kalsam bile diyetimin 3. gününden sonra eskisi kadar acıkmadığımı fark etmiştim.
Karbonhidrat Yükleme Fazına da Geçtim
Ketojenik fazımı başarı ile tamamladıktan sonra sıra karbonhidrat yükleme fazına gelmişti. Burada işin püf noktası ketojenik faz tamamlandıktan sonra 24 ila 48 saat içerisinde karbonhidrat fazına geçiş yapmaktı. Bu aşamada vücut ölçülerime göre ihtiyacım olan karbonhidrat yüklemesini yapmam gerekiyordu. İnternette ketojenik diyet ile ilgili makalelerde verilen karbonhidrat ihtiyacı hesaplama bilgilerine göre günlük almam gereken karbonhidrat miktarını netleştirmeyi başarmıştım.
Karbonhidrat Miktarı Kadar İçeriği de Önemliydi
Karbonhidrat miktarının hesaplanması kadar günlük alınan karbonhidrat türleri de çok önemliydi. Karbonhidrat yükleme fazının ilk 24 saati içerisinde basit karbonhidratlar alınmalıydı. Bu yüzden karbonhidrat tercihimi meyve suları, beyaz ekmek ve makarna gibi yiyeceklerden yana kullandım. Böylelikle kaslarımı glikoz ile doldurmayı başardım. Yükleme fazımın ikinci gününde ise daha karmaşık karbonhidratları tercih ettim. Bu aşamada yulaf kepeği, patates ve benzeri ürünleri tükettim. Diyetimin genelinde %70 karbonhidrat, %15 yağ ve %15 protein alarak nizami bir şekilde beslenme düzenimi sürdürdüm.
Ağır Spor Egzersizleri ile Programımı Destekledim
Diyetimin daha da etkili olabilmesi adına internette okuduğum bilgilerin ışığında ağırlık kaldırma egzersizlerine başladım. Bu sayede güçsüzleşmiyor ve kas yapımına devam ediyordum. Egzersiz kaslarımda biriken glikojeni tüketebilmem için çok önemliydi ve bu yüzden neredeyse her gün spor salonuna gitmeye gayret ettim. Ketojenik diyet gerçekten zorlu bir süreçti ve kesinlikle programa sadık kalmayı gerektiriyordu. En ufak bir diyet dışı yiyecekte dahi bu diyeti yapmanın hiçbir anlamı kalmıyordu. Bu nedenle gerçekten irade gerektiren bir diyet olduğunu söyleyebilirdim.
Ketojenik Diyetimde Uyguladığım Diğer Teknikler
- Diyetim esnasında her gün en az 3 litre su tüketmeye gayret ettim. İdrar rengim artık sarıdan resmen beyaza dönmüştü ancak bu çok iyi bir şeydi. Çünkü öğrendiğime göre koyu sarı idrar rengi yeterince su tüketmediğimize işaretti.
- Tuzu hayatımdan tamamen çıkarttım ve yiyeceklerimi sıfır tuz ile tüketmeye gayret ettim. Laktoz içerdiği ve kaslarıma zarar verdiği için çok sevmeme rağmen uzunca bir süre süt tüketiminden uzak durdum.
- Tereyağı ve zeytinyağını bol bol kullanarak yemeklerimi lezzetlendirdim.
- Günlük öğün sayım ise genellikle 6 civarındaydı.
Uyguladığım bu yöntemler ve diyetim ile birlikte 4 ayda 18 kilo kaybetmeyi başardım. Şimdi çok daha sağlıklı ve kaslı bir vücuda sahibim ve aynaya baktığım her an kendimle gurur duyuyorum.
Bir cevap yazın