30 Kiloyu Hızlı Bir Şekilde Veren Nur’un Zayıflamada Başarı Hikayesi

Her geçen gün siz değerli okuyucularımızdan yepyeni hikayeler gelmeye devam ediyor ve biz de elimizden geldiğince onları sizlerle paylaşıyoruz. Elimize geçen son hikâyelerden birisi de; 30 kilo birden alan Nur’un öyküsü oldu.

Oldukça zayıf bir gençlik dönemi geçiren Nur yirmili yaşlarına geldiğinde öğrencilik yaşamı nedeniyle hızla kilo almaya başlamış.

Çevresindeki insanların eleştirileri yüzünden bir süre sonra kendinden memnun olmamaya başlayan Nur, yediklerine dikkat ederek kilo vermeyi başarmış. Şimdi sizlere sevgili okuyucumuz Nur’un ağzından nasıl 30 kilo verdiği ile ilgili hikayesini aktarıyoruz. Keyifli okumalar dileriz.

Diğer zayıflama hikayelerine göz atmak isterseniz sizi buraya alalım.

Gençken Çok Zayıf Bir Kızdım

Kilolu pek çok insanın aksine benim oldukça zayıf bir gençlik dönemi oldu. Annem bana ne yedirirse yedirsin, ne getirirse getirsin kilo almıyor ve zayıf bir kız olmayı sürdürüyordum.

Üniversite yıllarına gelene kadar her şey çok güzeldi. Mini etekler, mini elbiseler, kısacası aklınıza gelebilecek her türlü şeyi rahatlıkla giyebiliyordum. Vücudumda hiçbir kusurum yoktu ve neredeyse mükemmele yakındım. Ancak üniversiteyi kazanmamla birlikte işler değişmeye başladı. İstanbul dışında kazandığım üniversiteden ötürü ailemden uzaklaşmak ve ayrı bir öğrenci evine çıkmak zorunda kaldım.

Öğrenci Evine Çıkmamla Başlayan Kilo Alma Serüvenim

Öğrenci evlerini bilen bilir; bol kalorili yiyeceklerin sıklıkla tüketildiği yerlerdendir. Evimde benden başka iki arkadaşım daha vardı ve hepimiz aynı bölümde okuyorduk. Bu yüzden de ders giriş çıkış saatlerimiz hemen hemen aynıydı.

Akşam benzer saatlerde okuldan geliyor ve hep beraber çeşitli yemekler hazırlıyorduk. Ancak bir süre sonra hepimizin üstüne bir üşengeçlik çöktü ve mümkün olan en kolay yemekleri yapmaya başladık. Bu yemeklerin başında ise birçok kişinin de tahmin edebileceği gibi makarna geliyordu. Neredeyse 3 öğün makarna yer hale gelmiştik.

Makarna ile Yaşadığım Acılı Serüvenim

Sabah makarna, öğlen makarna, akşam makarna… Makarnanın çeşitli versiyonlarını yapıyorduk. Hepsi de bol yağlı ve bol tuzlu oluyordu.

Gençlik yıllarımda 60 kilo olan ben üniversitede öğrenci evinde yediğim makarnalar yüzünden bir yıl içerisinde 20 kilo alarak 80 kiloya kadar çıktım.

Üniversitede ikinci senemde kilo vermek yerine almaya devam ettim ve toplamda 2 yıl içerisinde 30 kilo alarak 90 kiloya ulaştım. Görenler beni tanıyamıyor ve adeta şok geçiriyordu. Bunun önünü kesmem gerekiyordu. Aksi takdirde iş artık hastalık derecesine gelmeye başlamıştı. Ailemin de müdahale etmesiyle birlikte zayıflamaya karar verdim.

Yediğim Makarnalardan Sonra Gelen Aydınlanma Çağlarım

Kilo vermeye hazırdım ancak kendime bir beslenme planı yapmam gerekiyordu. Bunun için internette yer alan çeşitli diyet listelerini araştırdım ve kendim için en doğru olacağını düşündüğüm diyeti buldum. Diyetin ismi Dukan diyetiydi. Diyetin kurallarını okuduğumda başlarda oldukça değişik geldi. Çünkü bu diyette ne ekmek, ne makarna, ne meyve, ne de pasta vardı. Böyle yaşanır mı diye düşünmeye başladım ancak sonra aynanın karşısına geçtiğinde aldığım 30 kilonun bir kez daha farkında olarak bu diyeti yapmaya karar verdim.

İlginizi Çekebilir: Dukan Diyeti

Evdeki Kızları da Kilo Vermeye Zorladım

Evdeki diğer kızları da bu diyete başlamaya ikna ettim. Sonuçta birimiz diyet yapıyorsak hepimiz yapmalıydık ve birbirimizi motive etmeliydik.

Diyet konusunda iyice tecrübe kazanmak adına internet üzerinden orijinal kitabını sipariş ettim ve evime gelmesini bekledim. Kitap eve geldikten sonra ise aynı gün diyete başladım. Kitapta okuduklarıma göre bu diyet 4 farklı evreden oluşuyordu.

Dukan Diyeti ve Çeşitli Evreleri

Birinci evre; atak evresiydi. İkinci evre seyir evresi olarak adlandırılıyordu. Üçüncü evre ise güçlendirme ve son evre de koruma evresiydi.

Kitapta yer alan testi uyguladığımda 2 gün atak yapmam gerektiğini anladım. Yani bu iki gün sadece protein ile beslenmem gerekiyordu. Zaten sebze sevmeyen birisiydim. Bu yüzden de bu iki gün benim için oldukça kolay geçti.

Atak evresinin püf noktası günde 1 buçuk yemek kaşığı kadar yulaf kepeği tüketmekti. Bu değer ne eksik ne de fazla olmalıydı.

İlk gün ne yiyeceğimi tam olarak bilemedim. Çünkü gerçekten de ekmeksiz veya makarnasız nasıl kahvaltı edilebileceğini unutmuştum. Bu nedenle iki yumurtayı bir kase içinde kırdım ve üzerine yulaf kepeği karıştırdıktan sonra tavada pişirdim. Lezzetli bir omlet oldu.

Öğle yemeğinde ise ince ince dilimlenmiş tavuk parçalarını yağsız tavada kızartarak tükettim. Akşam saatlerinde yine bir fincan yulaf kepeğinden hazırladığım üç yumurta ile omlet yaptım.

Açlığımı Bitki Çayları ile Bastırdım

Gün içerisinde acıktıkça bol bol yeşil çay ve bitki çayı içtim. Siyah çayı hiçbir şekilde tüketmedim. 2 gün boyunca aynı sistem ile devam ettim. Üçüncü gün tartıldığımda tartıda tam 3 kilo vermiş gözüküyordum yani 90 kilodan 87 kiloya düşmüştüm. O gün gerçekten de havalara uçtum. Kesinlikle beklemediğim bir sonuçtu ancak sonradan öğrendim ki bu evrede genellikle vücuttan ödem atılıyormuş. Yani aslında yağdan değil, sadece sudan kaybetmiştim. Ama yine de benim için oldukça büyük bir motivasyon kaynağı olmuştu.

Bıkmadan Yılmadan Diyete Devam Ettim

Atak evresinden sonra sıra seyir evresine gelmişti. Bu evrede bir gün saf protein, bir gün sebze ve proteini bir arada tüketmek gerekiyordu.

İlk sebze günümde evde taze fasulye yaptım ve içerisine yalnızca bir tatlı kaşığı yağ attım. Daha sonra ise ilerleyen günlerde yaptığım sebze yemeklerini geliştirerek çok daha çeşitli ve lezzetli yemekler hazırlamaya başladım.

Öğle yemeklerinde kesinlikle ekmek tüketmedim. Beyaz et ya da tavuk yaptığım günlerde içerisine bol bol nane ya da kekik gibi baharatlar eklemeyi unutmadım.

Et yemeklerini tükettiğim zamanlarda yanında mutlaka light yoğurt da vardı. Sabah yaptığım omletlerde artık yulaf kepeği yerine pastırma ya da peynir gibi ürünleri kullanıyordum.

Kullandığım pastırma tamamen yağsız ve çemeni alınmış şekildeydi çünkü başka türlü bir pastırma türüne zaten bu diyet yönteminde izin verilmiyordu. Sebze günlerinde sık sık yemeklerin yanına cacık yapıyordum.

Diyet Esnasında Tatlı Krizim Tuttu

Aradan birkaç gün geçti ve bir gün aşırı şekilde tatlı krizim tuttu. Diyeti çok güzel devam ettiriyordum ve kesinlikle bozmak istemiyordum. Bu yüzden bu aşamayı nasıl aşabileceğim konusunda internette araştırma yapmaya başladım. Sonra bu diyeti uygulayan kişilerin çok çeşitli tatlı tarifleri paylaştıklarını fark ettim. Bu tarifler ile hem kilo almıyor, hem açlık krizimi önlüyor, hem de diyet listesinin dışına çıkmıyordum. Tarifler içerisinden beğendiğim birkaç tanesini kaydettim ve en sevdiğim malzemelerle yapılanlarından uygulamaya başladım. Gerçekten de açlık krizlerini önlemeye başlamışlardı.

Bu sistem ile yediklerimi çeşitlendirerek ortalama 3 ay kadar diyetimi devam ettirdim. 3 ayın sonunda aldığım 30 kilonun 20 kilosunu geri vermiştim. Kalan 10 kilomu da daha yavaş bir şekilde iki ay içerisinde vererek kilo verme maratonumu tamamladım.

Zayıflama Sürecimle İlgili Eklemek İstediklerim

30 kilo alıp sonra da hepsini geri veren birisi olarak her şeyin tamamen azimle başarılabileceğine inanıyorum. Kilo verme sürecinde arkadaşlarımın ve ailemin çok desteği oldu. Onlar olmasa sanırım hala şişman ve mutsuz bir kız olmaya devam edecektim.


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir